Trafik kazası nedeniyle sigorta ve kasko şirketlerine açılacak davalarda zararın tazmin edilmesi mümkündür. Uygulamada sık karşılaşılan ve doğru adımlar atılmadığında tazminat ödemek zorunda kalınan konudur. Trafik sigortası ile kaza sonrası karşı tarafın zararı teminat altına alınır. Bu zarar küçük miktarlarda olup kapsamı dardır. Kasko sigortası ise aracın zararlarını teminat altına alacaktır. Aracın pert olması halinde bile tazmin yükümlülüğü ortadan kalkmayacaktır. Sigorta davalarında önemli olan dava açılmadan belgelerin tam olarak toparlanabilmesidir.
Sigorta hukukunda dava esnasında zararın tazmin edilmesini isteyen tarafa ispat yükü yüklenmiştir. Gerekli evraklar, deliller, fotoğraflar ve belgeler hazırlandıktan sonra dava açılmalıdır. Sigortalının haklarının korunması ve süreç sonunda uygun miktarda tazminat alabilmek için bu konu önemlidir. Yoksa zararın tazmini hususunda pürüzler ortaya çıkabilir. Sigorta alacakları ve tazminat davaları spesifik bir alandır. Hukuki olarak işletilmesi gereken süreç diğerlerinden farklı ve karışıktır.
Sigorta ve kasko şirketlerine karşı açılacak tazminat davasında borç, sözleşme ilişkisinden doğar. Poliçede yer alan yükümlülüklere göre sigorta şirketi zararı tazmin eder. Ancak çoğunlukla sigorta şirketi zararın gerçek sorumlusundan ödediği miktarı alır. Sigorta şirketleri araç sahibinin poliçesinde belirlenen miktara göre prim öder. Poliçede sorumluluk kapsamı ve hangi zamanda borcun muaccel olacağı yer alır. Trafik poliçesi ve kasko poliçesinde sigorta şirketi davalı taraf olarak belirlenip, deliller sunulup tazminat davası açılabilir.
Poliçe sahibi kimsenin ödediği tazminatı talep edebilmesi sözleşme ilişkisi çerçevesinde belirlidir. Poliçede rücu hakkı açıkça belirtilmişse kazaya sebebiyet veren tazminat sorumluluğunu yüklenir. Kusurlu kimselerin zarardan daha fazlasına katlanması düşünülmeyeceğinden sigorta ettirenin kendini avukatla temsil ettirmesi mümkündür.
Sigortalıya karşı rücu hakkı;
Sözleşme ilişkisi çerçevesinde sigortalıdan zararın tazmin edilmesi için poliçe primi ödemekle yükümlü kişinin kusurlu olması gerekir. Kusurlu hareketinden ötürü kazanın meydana gelmesine neden olduğundan tazmin yükümlülüğü de yüklenecektir.
Sigorta şirketi ve kusurlu tarafın arasında doğrudan bir ilişki olmalıdır.
Sigorta şirketinin ödenen miktar kapsamında sigortalıya rücu etmesi için 1 aylık süre içinde bu hakkı kullanması istenir.
Bu koşullar sağlandığı takdirde rücu hakkı kullanılabilip hukuki süreç çerçevesinde işletilecektir. Avukatların bu konuda daha kısa zamanda karar aldırma işlevleri vardır. Bunun sebebi ise avukatların temin edilmesi gereken bilgilere ve hukuki prosedürlere göre işlem yapmasıdır. Doğru şekilde işletilmeyen hukuki süreçlerde görevli ve yetkili mahkeme tayini zordur. Sigorta davalarında sigorta türüne göre de yetkili ve görevli mahkeme değişiklik gösterecektir.
Yetki ve görev konusu yargılamanın uzamasına neden olan iki önemli etkendir. Görevli ve yetkili mahkemede dava açılmadığında inceleme sonrası görevsizlik ve yetkisizlik kararı verilir. Bu kararlar verildiğinde davacının istemde bulunması gerekir. Mahkeme yetkisiz ve görevsiz olduğuna karar verdiğinde dosyanın görevli mahkemeye gönderimini siz sağlamalısınız. Karar harcı ve dava harcı için sürekli masraf yatırmak istemiyorsanız yargılama sürecine dair bilginizin olması aranır. O nedenle sigorta ve kasko şirketlerine açacağınız davalarda yargı yolunun doğru belirlenmesi önemlidir.
Kasko Poliçesi Kapsamında Kusur Durumuna Göre Maddi Zararın Tazmini
Kasko poliçesi, zorunlu trafik sigortasından kapsamlı olduğundan kaza sonrası birçok zararı sigorta şirketi tazmin eder. Burada kusur durumu çoğu zaman aranmaz. Ancak kasko poliçesinde tazmin yükümlülüğünün %100 kusurlu olunmadığı durumlarda ödenmesi halinde rücu hakkı kullanılabilir. Poliçede yer alan hükümler kusur durumuna göre zararın tazmini hususunu etkileyecektir.
Azı poliçe türlerinde %100 kusurlu olunması tazmin yükümlülüğünden kurtarmaz. Bu tarz poliçelerde poliçe değeri de yüksektir. Araç sahibinin ödediği prim diğer poliçe miktarlarından fazladır. Bu poliçelerde araç sahibi kusurlu bile olsa sigorta kapsamında tüm zararları tazmin edilebilecektir. Araca gelen maddi hasarların talep edilmesi için kasko poliçesinde kimi zaman ek teminat aranır. Ek teminattan kasıt tazmin kapsamının genişletilmesidir.
Aracınızı sigorta ettirdiğinizde birçok hükmün birbirinden farlı olduğunu görebilirsiniz. Sorumluluk kapsamı genişletilebileceği gibi daraltılabilir. Ancak sorumluluğun azaldığı hallerde çoğunlukla sigorta şirketi şahsa dönüş yapar. Rücu hakkını kullanırken masrafların tümü talep edilir. Bu durum sigorta şirketinin düzenlediği poliçeye bağlı olarak değişir. Ödenilen miktar ve kapsam konusunda düzenlenen orantı zararın tazminini de etkiler.
Kasko sigortasında zarara göre tazmin söz konusu olsa da bazı durumlarda sigorta şirketi ödemeden kaçınabilir. Bu durumlar;
Ehliyetin bulunmaması
Alkollü araç kullanma sınırının 0.50 promilden yüksek olması
Sigortalanan aracın sürücüsünün kaza mahallinden ayrılması ( ambulans ile ayrılmak zorunda kalma durumu hariç)
Bu 3 durumda kasko şirketleri ortaya çıkan maddi zararın karşılanmasından kaçınır. O yüzden maddi zararın tazmini de sigorta şirketinden talep edilemez.
Aracın çalınmasının söz konusu olduğu durumlarda ise ortaya çıkan maddi hasarlarda;
Aracın anahtarının kontak üzerinde veya açıkta bulunması durumunda ise ek teminat yoksa sigorta şirketi ödeme yapmaktan kaçınabilir. Uygulamada bu tür durumlarda çoğunlukla sigorta şirketi ödeme yapmaz. Ödeme yapsa bile poliçeye taraf olan araç sahibine rücu eder. Araç sahibi bu durumda poliçesi olsa bile tazminat ödeme yükümlülüğünden kurtulamaz.
Aracın pert olduğu maddi hasarlarda;
Sigortalı aracın kullanılamaz oluşu yani perte çıkması durumunda hurda işlemi yapılır.
Sigortalı aracın pert halindeki rayiç değeri sigorta ettirene şirketçe ödenir.
Sigorta ettiren hurda aracın kendisine verilmesini isteyebilir. Aracın hurda bedeli düşüldükten sonra aracın rayiç değeri ile arasındaki fark sigorta ettiren kişiye ödenecektir.
Sigorta ettiren hurda aracı istemezse bu durumda araç hurda halindeyken eksiksiz şekilde teslim edilir. Sigorta ettiren hurdaya ayırma için gerekli işlemleri yapar ve evrakları hazırlar.
Aracın başına gelen durumlara göre sorumluluk ve tazmin yükümlülüğü de değişiklik gösterecektir. Her durumda avantajlı çıkmak için bu olaylar başınıza geldiğinde avukat desteği alın. Avukatınız lehinize olan işlemleri yapacak olup sizi tazminat yükümlülüğünden de kurtarır. Kusur durumuna göre daha fazla ödeme yapmamak için avukatınız işlemleri yapar. Dava açılması gereken yerde evrakları hazırlayıp kasko şirketine dava açar.
Kasko Poliçesi Ve Trafik Poliçesi Türüne Göre Tazminat Miktarı
Araç sahipleri kapsamına göre farklı sigorta türlerini yaptırabilir. Poliçe kapsamı zararın karşılanması ve rücu hakkını yakından ilgilendirir. Poliçe primi ne kadar yüksek ise kapsamı geniştir. Rücu hakkı ise daha dar kapsamlı poliçelerde karşınıza çıkar. Aracınıza sigorta yaptırmadan önce sigorta türlerini araştırmanız ve seçimlerinizi bu doğrultuda yapmanız size kazanç sağlar.
Kasko poliçesi ve sigorta poliçesi farkı;
Kasko poliçesinde sorumluluk kapsamı geniştir. Aracın çalınması, kaza nedeniyle veya başkaca sebeplerden ötürü hasar görmesi durumunda sigorta ödeme yapar. Trafik poliçesi ise 3. Şahıslara verilen zararları kapsar. Mücbir sebep ve doğal afetler nedeniyle zarar tazmin edilir.
Kanuni olan trafik poliçesidir. Yasal zorunluluk olduğundan primi düşüktür. Her araç sahibinin yaptırabileceği prim miktarı ödenir. Kasko sigortası isteğe bağlı sigorta türü olarak bilinir. O yüzden poliçe kapsamını seçmek ve sorumluluk ile rücu kapsamı sigorta ettirene kalmıştır. Sigorta primine göre poliçe sorumluluğunu seçebilir. Örneğin; kasko sigortasında kural olarak %100 kusurlu olunmaması aranır. Ancak poliçede daha az kusurlu olunmasına karşılık düşük prim ödeme tercih edilmişse sorumluluk da azalır.
Kasko poliçesinde ödenen tazminat miktarı trafik poliçesinden yüksektir. Ödenen primler de aynı oranda fazladır.
Kasko poliçesi ve trafik poliçesi farkları, avantajları ve primleri göz önüne alınarak uygun poliçe seçilebilir. Sorumluluk türü prime göre seçilse de tazminat da aynı oranda etkilenir.
Kasko sigorta davası daha çok sigorta şirketinin ödediği miktarı sigorta ettirenden alması için yapılan başvurulardır. Çoğu zaman sigorta şirketi 3. kişilere ödediği miktarı almak için talepte bulunur. Poliçe kapsamı dışında da ödediği miktarı talep edebilir. Rücu hakkının hakkaniyet çerçevesinde kullanmadığı zamanlar olabilir. Avukatınız bu isteme karşı açılacak davalara iyi savunma yapabilecektir. Savunmanız doğru, tutarlı ve hukuki olduğunda rücu istemi de boşa düşecektir.
Sigorta davalarını kazanabilmek için sigorta hukuku ve Sigorta Kanunu çok iyi bilinmelidir. Hukuki süreci doğru ve hakkaniyet içinde yönetmek için iyi bir avukata ihtiyacınız vardır. Avukat kanuna ve poliçe içeriğine riayet ederek sözleşmedeki unsurları değerlendirir. Sözleşmede sorumluluk kapsamında olmasına rağmen yine de sigorta ettirenden istenen tazminat miktarına karşı çıkabilir. Poliçe düzenleyen sigorta şirketi öncesinde sözleşmeye imza atıp sonra da aykırılık ileri sürdüğünde iyi bir savunma ile deliller çürütülebilir.
Sigorta dolandırıcılığı olarak da kullanılan bu durum suiistimale çok açıktır. Çoğu zaman sigorta şirketi, lehtarların bilgisizliğinden yararlanır. Prim ödeme yükümlüsü sözleşmenin diğer tarafı olan sigorta ettirenden zararın tazminini ister. Ancak sigorta şirketi zararı tazmin etse de sigorta ettirene rücu ediyorsa burada hakkaniyete aykırı durumlar olabilir. Hakkaniyete aykırılık olduğunu düşünüyorsanız veya sigorta şirketi size rücu hakkını kullanıyorsa bu durumda iyi bir avukatla anlaşın. Avukatınız dava sürecini yönetip rücu hakkının kullanılmasını engelleyebilir.
Bilgisizliğiniz büyük miktarlarda ödeme yapmanıza neden olmasın. Poliçe imzalanırken kusur sorumluluğunu üstlenecek sigorta şirketi kaza sonrası ödeme yapmaktan kaçınıyorsa veya rücu hakkını kullanıyorsa avukatınız savunma sayesinde davayı şekillendirebilecektir. Bu tür davalar zor ve karmaşıktır. İyi bir şekilde hazırlanılmadığı zaman sonuç hüsranla bitebilir. Hem poliçe primi ödeyip hem de kaza sonrası ödeme yapmak durumunda kalabilirsiniz. Bununla karşılaşmamak adına kendinizi hukuki güvenceye almalısınız. Sigorta poliçesindeki maddeleri bilmek ve hukuki sorumluluk açısından neye sebep olduğunu anlayabilmek için süreci doğru yönetin. Süreç yönetimi için en iyisi avukatlık hizmeti almaktır. Belgelerin zamanında toplanması ve delil listesinin oluşturulması için bu şarttır.
Sigorta ve kasko şirketlerine açılacak davada ne kadar hızlı karar alınırsa o kadar avantajlı olursunuz. Kendi yapacağınız savunma ve görev ile yetki konuları hukuk bilgisi gerektirir. Vatandaş olarak yapacağınız başvurular hızlı ve nitelikli değilse talebiniz reddedilebilir. Büyük çaplı sorun yaşamamak ve maddi açıdan zarara uğramamak için işini bilen, tecrübeli avukatla çalışın. Avukatınız zaman içerisinde gördüğü dava tiplerine göre öncesinde öngörüsü olur. Bu sayede sigorta dolandırıcılığının da önüne geçebilir. Hukuki ve maddi açıdan gereklilik olduğu her durumda avukat desteği mutlaka almalısınız. Hukuki desteksiz süreç yönetmek sizi zaman ve miktar açısından da zorlar. Olaya uygun prosedürleri işletip tazminat ödemekten kaçınabilirsiniz.
İstanbul Zeytinburnu’nda faaliyet gösteren Gür Hukuk sigorta dolandırıcılığı, sigorta ve kasko şirketlerine açacağınız tazminat davalarında deneyimlidir. Süreç içerisinde haklarınızı almanız ve tazminat yükümlülüğünden kaçınmanız gereken her noktada sizi destekleyeceklerdir. Belgeleri tam ve eksiksiz şekilde zamanında teslim ettiklerinden davayı kazanma olasılığınız da yükselecektir.